13 Nisan 2010 Salı

Min Dît Evrim, Min Dît...


Bazen cevaplar kendisini öyle ele veriyor ki, ölümün ele avuca sığmazlığı gibi bir sahiciliği görüyorsunuz orada. Evet her ölüm erken ölüm belki ama, bazılarına erken ölüm gerçekten hiç yakışmıyor. Diyarbakır'ın sert ikliminde "her şeye rağmen" nasıl ayakta kalınabileceğini gösteriyordu Evrim Alataş. Çok erken kaybettik. Boğazımızdaki düğümlenmeyi bir nebze dindirebilmek için sözü ona bırakalım. Ama önce:

Min Dit Evrim, Min Dit...
Riya te bıla vekiri be, hevvala heja*...

1.En sevdiğiniz kelime?

Direnç

2.Nefret ettiğiniz kelime?

Olmaz

3. Ne sizi heyecanlandırır?

Üretmek

4.Heyecanınızı ne öldürür?

Hiçlik

5. En sevdiğiniz ses nedir?

Ruh halime göre bazen kuş, bazen su, bazen araba

6. Nefret ettiğiniz ses?

Beton kırıcısı

7. Hangi mesleği yapmak istemezsiniz?

Emlakçı

8. Hangi doğal yeteneğe sahip olmak isterdiniz?

İyi bir ses

9. Kendiniz olmasaydınız kim olurdunuz?

Hiç düşünmedim

10. Nerede yaşamak isterdiniz?

Mutluluğun olduğu her yer

11. En önemli kusurunuz nedir?

Acelecilik

12. Size en fazla keyif veren kötü huyunuz hangisi?

Sigara

13. Kahramanınız kim?

Yok

14. En çok kullandığınız küfür?

Hastir

15. Şu anki ruh haliniz nasıl?

Keyifli ama tedirgin

16. Hayat felsefenizi hangi slogan özetler?

Hiç ölmeyecekmiş gibi çalış, yarın ölecekmişsin gibi keyfine bak

17. Mutluluk rüyanız nedir?

Sağlıklı olmak

18. Sizce mutsuzluğun tanımı?

Gülememek

19. Nasıl ölmek isterdiniz?

Farkında olmadan mesela uykuda

20. Öldüğünüzde cennete giderseniz tanrı’nın kapıda size ne söylemesini istersiniz?

Haklısın Kürtlere haksızlık ettim

* Gördüm Evrim, Gördüm...
Yolun açık olsun değerli arkadaşım
Paylaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder